Şizofreninin erken dönem belirtileri kişinin yakın çevresine “bir şeylerin yolunda gitmediği” sinyalleri verir ancak, bunun tam olarak ne olduğunu ilk anda belirlemek oldukça zordur. Bu dönemde kişinin normalde yaptığı günlük aktivitelerden uzaklaşması, hobilerine ilgi göstermemesi, motivasyonunu kaybetmesi, duygusal tepkilerinin zayıflaması, garip davranışlar göstermesi genel olarak görülen belirtiler arasındadır. En sık görülen erken dönem şizofreni belirtileri şu şekildedir: sosyal hayattan ve arkadaş çevresinden uzaklaşma, sürekli şüphe duyma, kişisel hijyenin azalması, donuk bakışlar, sevinç veya üzüntü gibi duyguların ifade edilememesi, aşırı tepkiler vermek (aşırı gülme veya önemsiz bir olaya ağlama), depresyon, fazla uyuma veya uykusuzluk, garip ve mantıksız açıklamalar, konuşmalar, unutkanlık, konsantrasyon eksikliği, eleştiriye tahammülsüzlük, konuşmada veya seçilen kelimelerde farklılık.
Yalnız unutulmamalıdır ki bu belirtiler; başka bir sağlık sorununa da işaret ediyor olabilir ve bu belirtileri yaşayan her kişinin şizofren olduğunu söylemek doğru değildir. Ancak bu belirtiler ciddiye alınmalıdır ve konusunda uzman bir doktor tarafından kontrol edilmelidir.
Şizofreni, hasta birey kadar hastanın yakınındaki insanları da etkiler. Düşünce, duygu ve davranışlardaki şiddetli bozulma öncelikle ailenin bütün üyeleri tarafından hissedilir. Aile bireylerinin hastalık hakkındaki bilgisizliği ve çaresizliği bir çok sorunu da beraberinde getirir. Utanç, suçluluk, korku, çaresizlik, gelecek kaygısı ve öfke ailelerin sıklıkla yaşadığı duygulardır. Anksiyete ve depresyon ortaya çıkabilir. Hastalığın aile bireyleri üzerindeki etkisi hastalığın hangi aşamada olduğuyla yakından ilişkilidir. Örneğin; ilk psikotik atağını geçiren bir hastanın ailesi şaşkınlık ve endişe içindeyken, birçok atak geçirmiş ve hastaneye yatırılmış bir hastanın aile üyeleri bıkkınlık yaşıyor olabilir. Ekonomik sorunlar, aile içi çatışmalar, sosyal yaşamın olumsuz etkilenmesi, toplumun hastaları reddedici tutumu karşılaşılan belli başlı güçlüklerdir. Yeterli sosyal desteği alamayan, duygu dışavurumu yüksek olan ve hastalıkla etkin başa çıkma yollarını kullanamayan ailelerin yükü daha fazla olmaktadır.