14 Haziran, her yıl tüm dünyada “Kan Bağışçıları Günü” olarak kutlanmaktadır. Amacı, ihtiyaç sahipleri için kan veren kan bağışçılarını kutlamak ve gönüllü kan ihtiyacına toplumun dikkatini çekmektir.
Kan; geçmişten günümüze sağlık ve yaşamın temel simgesi olarak görülmüş olup modern tıpta tek kaynağı insan olan yaşamsal bir ilaç olarak kabul görmektedir.
Kan bağışı, gönüllü ve kan bağışına uygun bir bağışçıdan (donör) çeşitli kan ürünleri elde etmek amacıyla kan merkezleri tarafından alınmasıdır. Kan bağışı yapmak için, duyarlı ve gönüllü vatandaşlar kan bağış merkezlerine giderek kan verebilirler. Kan verecek kişinin 18-65 yaş grubunda olup en az 50 kilo olması gerekmektedir. Her kan bağışında sadece 1 ünite kan alınmakta, bir ünite kan yaklaşık 450 ml’dir. Bu değer ise vücudumuzda sahip olunan kanın yüzde 8-9’i anlamını taşımaktadır.
Erkekler üç ayda bir, kadınlar ise dört ayda bir kan bağışında bulunabilirler. Kan bağışından sonra hücreler kendini yaklaşık 2 ayda toparlar. Bu yüzden, periyodik olarak kan vermede herhangi bir sorun bulunmaz. Yetişkin sağlıklı bir insan, yılda 3-4 ünite kan bağışlayabilir.
Günümüzde teknolojinin bu kadar gelişmesine rağmen kan; laboratuar ortamında üretilemeyen ve tek kaynağı insan olan sürekli ihtiyaçtır. Bu nedenle düzenli yapılacak kan bağışı birçok insana yaşam umudu olabilir. Kan bağışının olmadığı bir toplumda, her gün birçok kişi hayatını kaybedebilir. Bu sebeple, düzenli kan bağışında bulunmak insanların hayatını kurtarır. Kan bağışı, ayrıca sosyal bir sorumluluktur. Kan bağışının ücretsiz gönüllülük esasında yapıldığının ve bir gün sizin veya sevdiklerinizin de ihtiyacı olabileceğinin unutulmaması ve bu bilinç ile hareket edilmesi gerekmektedir.