Verem Eğitimi ve Farkındalık Haftası
05 Ocak 2022

hsgm resim 5Verem;  Mycobacterium tuberculosis denilen basille oluşan, tedavi edilmezse ölümle de sonlanabilen,  hava yolu ile bulaşan bir hastalıktır.

 Verem Mikrobunun Özellikleri

Verem mikrobu, güneş görmeyen ortamlarda havada uzun süre canlı kalabilir. Güneşten gelen ultraviyole ışınları verem mikrobunu kısa sürede öldürür.

Verem Hala Önemli Bir Sorun Mudur?

Verem tüm dünyada halen ciddi bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir. Dünya nüfusunun üçte biri verem basili ile enfektedir (vücuduna basili almıştır). Verem basili ile enfekte olanların %10’unun yaşamlarının bir döneminde verem hastası olma ihtimali vardır. Dünyada her yıl yaklaşık 9 milyon yeni hasta ortaya çıkmakta, 1,5 milyon insan veremden ölmektedir.

 

Tüberküloz (Verem) önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır!

 2-3 haftadan uzun süren öksürük şikâyeti olan ve akciğer bulguları antibiyotik tedavisi ile düzelmeyen hastalarda Tüberküloz araştırılmalıdır. 

Solunum ve damlacık yolu (öksürme, hapşırma vb.) ile bulaşan hastalıklardan korunmada basit kişisel önlemlerin alınması bulaşıcı hastalıkları önemli ölçüde azaltmaktadır.

Öksürüğünü Kapa!

Tüberkülozdan korunma, toplum sağlığını ilgilendiren önemli bir konudur. Tüberküloz basiliyle karşılaşma sonucu gelişen enfeksiyon, vücut direncinin düştüğü durumlarda aktif hastalık gelişimine yol açar. Birincil koruma; enfeksiyon gelişiminin önlenmesi, ikincil koruma ise aktif hastalığa dönüşümün önlenmesidir.

Tüberkülozdan korunma dört başlık altında sıralanabilir:

  1. Tüberkülozlu hastaların etkin şekilde tedavisi
  2. Koruyucu ilaç tedavisi
  3. Henüz infekte olmamış çocukluk yaş grubundaki bireylerin BCG aşısı ile korunması
  4. Tüberküloz bulaşmasının önlenmesi

Tüberkülozlu Hastaların Tedavisi

Tüberküloz tedavisinde en önemli faktör ilaçlardır. Dinlenme, beslenme ve iklim gibi faktörlerin etkileri önemsizdir. Bu nedenle verem tanısı konulan hastalarda, gecikmeden ilaç tedavisine başlamak gereklidir. Ülkemizde genel olarak başlangıç döneminde dört ilaç, idame tedavisinde ise en az iki ilaç kullanılmaktadır. Tedavide kullanılan ilaçlar, hastanın balgamındaki tüberküloz basil sayısını hızla azaltmaktadır. Aynı zamanda öksürük sayısı da azalmaktadır. Bu nedenlerle tedaviye başladıktan bir süre sonra verem hastaları bulaştırıcılıklarını yitirmektedirler. Tedavi başarısında yeterli sürede düzenli ilaç kullanımı en önemli unsurdur.

Koruyucu İlaç Tedavisi

Koruyucu ilaç tedavisinin amacı, tüberküloz hastası ile teması olan kişide enfeksiyon gelişimini ya da tüberküloz enfekte kişide tüberküloz hastalığı gelişimini önlemektir. Topumda tüberküloz basili ile enfekte olmuş herkese koruyucu ilaç tedavisi verilmesi mümkün değildir; bu nedenle tüberküloz hastalığı gelişme riski yüksek olan gruplara ( küçük çocuklar, bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar vb) önerilmektedir.

Ülkemizde koruyucu tedavide genellikle tek ilaç altı ay süreyle verilir. İlaçların düzenli kullanılması ve yeterli sürenin tamamlanması çok önemlidir.

BCG Aşısı

BCG, yani Bacille Calmette-Guerin, tüberküloz basilinin bütün yapısal özelliklerini taşıyan, ancak hastalık oluşturma yeteneği yok edilmiş bir Mycobacterium bovis suşudur. BCG, tüberküloz basilinin kanla ve lenfatik sistemle basilin yayılmasını engeller. Böylece hayatı tehdit eden miliyer, menenjit TB gibi durumların ortaya çıkışını azaltır.

BCG aşısı, yan etkileri az olan bir aşıdır. Aşıdan sonra görülen komplikasyonlar daha çok aşının dozu, aşılama yeri ve derinliği, aşılanan kişinin yaşı ve bağışıklık sisteminin durumuyla ilgilidir. Ülkemizde çocuklara BCG aşısı doğumdan 2 ay sonra yapılmaktadır.

Tüberküloz Bulaşmasının Önlenmesi

Verem hastalığının sağlam kişilere bulaşmasının önlenmesinde en önemli faktör, hastalara hızlı tanı konularak en kısa sürede ilaç tedavisi başlanmasıdır. İlaç tedavisi başlanmayan hastalar yaşadıkları evde, çalıştıkları ortamda vs. hastalığı bulaştırmaya devam etmektedirler.

Tüberküloz hastalığı solunum yoluyla bulaşan bir hastalıktır. Bu nedenle hastalar bulaştırıcı oldukları dönemde cerrahi maske kullanmalı, öksürük ya da hapşırık sırasında ağızlarını mendille kapatmalıdır. Hastanın en azından balgam mikroskopisi negatif olana kadar ayrı bir odada tutulması önemlidir. Hastanın odasına girip çıkanlar da mutlaka maske takmalıdır.

Tüberküloz hastalarının bulunduğu ortamları havalandırmak, bu ortamlara temiz hava sağlamak, havadaki bulaştırıcı partikülleri azaltarak, bulaşma olasılığını azaltır. Odanın güneş görmesi ortamdaki basilleri öldürür.

Tüberküloz hastalarının kullandığı mutfak malzemeleri (bardak, tabak, kaşık, çatal vs.), nevresim, havlu gibi ev gereçleri için normal temizlik yapılması yeterlidir.

Hastanede Korunma Önlemleri

Bulaştırıcı tüberküloz hastaları (özellikle balgam yayması pozitif olanlar) hastaneye yatırılınca mutlaka izole edilmelidirler. Tüberkülozdan şüphelenilen bir hasta, tanı konulana kadar bulaştırıcı kabul edilmelidir ve buna uygun şekilde izole edilmelidir.

TB hastaları ayrı bir izolasyon odasına alınmalıdır. Odanın kapısı kapalı tutulmalı, pencereler açık tutularak yeterince havalandırılması sağlanmalıdır. Hastaların bu odalardan çıkarken koruyucu bir maske takarak çıkmaları sağlanmalıdır.

İzolasyon odalarının negatif basınçlı olması ya da bu mümkün değilse en azından odaların doğal havalandırma yöntemleriyle iyi havalandırılması gereklidir.

Odalara, TB hastalarının bulunduğu koridor ve bölümlere ultraviyole (UV) lamba takılması önerilir. UV lambalarının göze ve cilde yan etkileri olduğundan, lambanın altını ve yanlarını kapatan plakalar ışığın görülmesini engellemelidir.

TB hastaları ile teması olan personelin mutlaka solunum maskesi kullanması gereklidir. Kullanılacak maske, tüberküloz basillerini filtre edebilecek yetenekte ve yüze iyi oturan tipte olmalıdır.

Ülkemizde sağlık çalışanlarının periyodik taramalarının yapılması gereklidir. Başlangıçta tüberkülin deri testi negatif olan personelin sonraki taramalarda pozitif hale gelmesi koruyucu tedavi gerektirir; koruyucu tedavi öncesi aktif hastalık olmadığı gösterilmelidir. Taramalarda semptomların kaydedilmesi yanında mutlaka akciğer filmleri çekilmelidir. Tüberkülin deri testinin pozitifliği de şüphe uyandırır. Şüphelenilen kişilerin üç kez balgamlarında ARB incelemesi yapılmalıdır.

 

Hastaların aksırma, öksürme ve hapşırmaları sırasında etrafa saçtıkları verem mikroplarının sağlam kişiler tarafından solunması ile hastalık bulaşır. Verem mikrobu güneş görmeyen ve iyi havalanmayan yerlerde saatlerce havada kalabilir.

Tedavi olmayan bir verem hastası her yıl yaklaşık 10-15 kişiyi enfekte eder. Enfekte olanların %5’i 1-2 yıl içinde aktif verem hastası olur. Enfekte olanların %5’inde ise verem mikrobu vücutta sessiz olarak bekler. Vücut direncinin düştüğü durumlarda, vücutta beklemekte olan verem mikrobu çoğalarak verem hastalığına yol açar.

Hangi Durumlarda Verem Hastalığına Yakalanma Riski Artar?

  • Tedavi görmeyen verem hastası ile birlikte aynı evde yaşamak, 
  • Kalabalık, havalanması iyi olmayan ev koşulları,
  • Yoksulluk, kötü beslenme,
  • HIV/AIDS hastalığı,
  • Şeker (diyabet) hastalığı,
  • Vücut direncini azaltan diğer hastalıklar (kronik böbrek yetmezliği, lösemi, lenfoma kanser vb),
  • Bağışıklığı baskılayan tedavi almak,
  • Düşük vücut ağırlığı (ideal vücut ağırlığından %10 daha az kilo)
  • Sigara içmek, ilaç ve alkol bağımlılığı verem hastalığı riskini artırır.

Verem Hastalığı Hangi Organlarımızda Görülebilir?

Verem hastalığı % 65-70 oranında akciğerlerde, % 25-30 oranında diğer organlarda görülür. Akciğer dışı organ tutulumu; akciğer zarı, lenf bezleri, beyin zarı, kemik, böbrek, kalp zarı ve diğer birçok organ tutulumu şeklinde olabilir.